Friday, May 4, 2007

ne şifa, ne şifa!



kadıköy... anadolu yakasının şirin yerleşkesi, değil mi? evet öyle... hepimizin ufak ta olsa bir anısı yok mudur bu güzel yerde, hepimizin gözyaşı bıraktığı yer değil midir hepimizin umarsızca güldüğü yer değil midir ha? bence öyledir... kimse kusura bakmasın ama ben altı kırkbeş değil(!), dokuz onbeş kadıköylüyümdür!! bu yüzden kadıköyde bir haksızlık görünce bir yetimin hakkı yenince bana birşeyler oluyor arkadaş, açık söyliyim delleniyorum.
***
kadıköy şifa hastanesini herkes bilir; bazen bir hippinin buluşma yeri bazen ise caferağa'nın bekçisidir. ne yalan söyliyim, hiçbir zaman iyi niyetimden vazgeçmedim şifa hastanesi hakkında. allah kimseyi düşürmesin ama benim de geçenlerde hastanede bir işim oldu, işte o iyi niyetle girdim şifaya. şaşalı bir karşılama, ne de güzel! hemşireler dört bir yanıma dizilmiş ağzımdan çıkacak kelimeyi bekliyorlar. sevgili nikos mahlas yanımda ona dönüyorum, ne güzel di mi diyorum enfes bir karşılama. devamı gelir diyorum içimden candan insanlar bunlar, ama yine aynı hataya düşmüşüm meğer. meğer bu vatanın sağlık kuruluşları beni yine sırtımdan vurmak üzereymiş!
***
keyifliyiz karşılama yüzünden, yüreğimiz tepelerden aşağı koşan vahşi kaplumbağalar gibi. işlemimiz tamamlanana kadar şöyle bir bekleme odasına yayılmışız eskileri yadediyoruz. gözüm bir yere dalmış olacak, sevgili nikos sertçe dürttü beni. suratına baktım, ibrahim üzülmez ile ümit özat'ın koridorunda sırtlan görmüş gibi bembeyaz kesilmiş, çaresiz... telaşlandım noldu nikos dedim, tek kelime edemeden parmağıyla merdivenin başındaki camı gösterdi. tanrım, beynimden vurulmuşa döndüm!
***
diablo sever misiniz, ben sevmem. içinde şeytan olan işi sevemiyorum, bu benim fizikoterapiyle bile değiştiremediğim bir huyum napayım. işte bu sebep, bir paragraf üstte o üç yıldızın üzerinden tavşan gibi atlayıp alt paragrafa geçen siz okuyucunun merakının giderilişidir, suyun yatağıyla yeniden buluşmasıdır. o merdivendeki camın üzerinde ne gördüm dersiniz sevgili dostlar? diablo deseni! iblis deseni! sen bir sağlık kuruluşusun, sen binlerce kadıköylü gencin buluşma noktasısın, sen caferağa gibi mübarek bir spor salonuna bekçilik eden binasın ya, binasın... sen hijyenik bir ortam kurup ondan sonra bana iblisçilik gotikçilik satamazsın, yapamazsın! indirirler o camları şifa efendi indirirler!
***
ne şifa, ne şifa!
ben oraya gittim şifayı buldum öyle mi? aman ne şifa, ne şifa! sinirimden titreye titreye çıktım hastaneden. nesin be kimsin be! nedir bu inad-ı gotiğin! internet sitene misyonumuz-vizyonumuz yazısı koyarak adam olamazsın şifa, ne yaparsan yap olamazsın! bu vatanın insanlarının kanını bir vampir gibi emip bir de üstüne bi çuval para alıp sonra da çok ta zekiymişsin gibi gotik öğeler satamazsın! sen de mi niyetlisin bilinçaltımızla oynamaya, sen de mi bu köhne düzenin bir parçasısın şifa? yazık, vallahi yazık!

No comments: