Lafa sert girme diyorlar sübyan filtresi olmuyor bu internetin! A erenler!, benim damarıma basılmamış olsa, doğmamış yetimin hakkı yenmemiş olsa, samantha fox ferhat güzel’i öpmemiş olsa ben sert girer miyim lafa! Ben size güzel şeyler anlatmak istemez miyim bahar gelmiş kesişmeler başlamış ben bunlardan bahsetmek istemez miyim benim yüreğim yok mu zannediyorsunuz, güzel bir ateşte yanmayı istemez miyim hiç hiç hiç?! Manyaktır dinlemeyin bunu dediler yetmedi, blogspot’un yayınlarını kestiler yetmedi şimdi de insanlara ulaşmamızı mı engelleyecekler? Yaklaş telekom yaklaş, salına salına yaklaş, şu gözlere bak bakalım!
2 gece öncesiydi. Öğlenin sıcağı kendini çoktan gecenin kollarına atıvermişti, serindi hava farketmeden örtmüştü hırkam kollarımı, hissettiğim neydi arzularımın kelepçesinden bir an olsa da kopmuş muydum? Belki de... Güzel hislerdi bunlar beyler, uzun zamandır hissetmemiştim sanırım. Gece de böyle gidecek sanıyordum, msnde smileysiz sakin huzurlu konuşmalar birer vagon, gösterhüseyin’in vicdanı lokomotif, ben de peşlerinde bir atlı karınca... Sevinçliydim beyler hem de çok sevinçli, ve evet, yine düşündüm: bu gece böyle güzel gidecek.
Parmaklarım şakaklarımda kendimi yeni bir dizeye hazır etmiştim ki birden internetim kesildi. Hayırdır? dedim, hayret hiç te olmaz böyle şeyler. Bir gariplik vardı ama bunu da kendime sakladım.
***
Dün gece nikos mahlas’a gittim dostça bir sohbetle yaşamımızdaki dakikaları analiz etmek için. Güzeldi keşkek, güzeldi şarap ve güzeldi şiir... Evin önünden geçen bir sokak müzisyeniydi belki ruhlarımızı dinlendiren, amansız kavgamızdan bir an olsun da sıyrılıp nefes almamızı sağlayan.
Bu tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler ne kadar rahat durabildi sizce, iki damla huzuru çok görmeleri ne kadar sürdü? Çok kısa dostlar çok kısa....
Nikos’a dünki internet kesintimden bahsediyordum ki birden suratında garip bir ifade belirdi, böyle görmemiştim nikos’u uzun zamandır ister istemez üzüldüm çaresiz, ne oldu diye sordum, anlat bana nikos... feci, dedi alfabetik, bu kadar ileri gideceklerini düşünmemiştim, dün aynı saatlerde benim de internetim kesildi. İşte o an kardeşlerim, benim kafamdan aşağı bi kazan kaynar su döküldü, bittim. Yastıkları yumrukladım işaret parmağımı kanatana kadar ısırdım elim ister istemez sırt kaşıyıcısına gitti sağa sola salladım bir moğol okunun yarattığı desibele ulaşana kadar! Günah keçisi gösterhüseyin olmuş, celladı da telekom! Gel bakalım telekom seni şöyle alt paragrafa alalım.
***
Telekom! İnsanların cebindeki parayı iki avuç youtube görüntüsü için çaldın çırptın. Bilgi istedim serverlardan kota koydun, insanlarıma bu vatanın evlatlarına iki laf edeyim dedim upload kanunları yazdın, fermanların ardı arkası kesilmedi. Ama şunu bil ki, şunu bil ki telekom, ferman senin hüseyinler bizimdir! Benden bi şekilde gizlenmiştin köşende usulca uyuyordun gözlerin açık, ama daldaki armuttan ne farkın kaldı şimdi! Senden korkup bu yazıyı yazmayacağımı sandıysan eğer, bu kadar düştüysen telekomünikasyon uğruna, pes!
İpimizi çekmeden önce kotaları 1 gb artırdın, neden? İnsanları gözünü boyayacaksın, prim vereceksin aklın sıra öyle mi? Yav ben var ya, deliriyorum vallahi deliriyorum.
Peşini bırakan namerttir!
Anam avradım olsun, senin peşini bırakan namerttir telekom. Salebe tarçın serper gibi şube açtın ya hani, şimdi o şubelerine göz kulak ol derim. Siz de bazı “ofelyacılar”, resmi farklı kaydedeceğinize şu namertlere gidip iki laf edin, iki şikayet yazın öldünüz mü be mübarekler!
Gün uyanma günüdür:
Gün motorları hüseyinlere sürdürme günüdür!
1 comment:
şimdi biz bi kuyuya taş attık ya, bize deli diyecekler bu adamlar manya k mı diyecekler.. tut ki manyağız E peki köyün delisi bizim madem de pazar yerinde kolumuza yapışan bunları yazmazsanız sütümüz size helal olmasın diyen yaşlı teyzeler, cami önlerin parklarda önümüzü kesen çıktığınız bu yoldan dönerseniz iki elimiz yakanızdadır diye haykıran ihtiyar amcalarımız, göster hüseyin çıkartmalarıyla kampüsleri vapur iskelelerini süsleyen delikanlılarımız genç kızlarımız.. onlar da mı deli, ya biz deliyiz ya biz fazla duyarlıyız ya da bunlar kör, bunlar sağır!
şimdi bunlar siyah çantalarıyla gelecekler hediye paketlerle ekstra kotalarla gelecekler, sözüm sana ey telekom pastörü! biz bu millet için ölürüz, ölürüz!
Post a Comment