Thursday, July 26, 2007

la havle vela kuvvete

şu güzel yaz günü kimimiz atlet içinde, kimimiz çıplak!, kimimiz dünyanın öbür tarafında su içinde, barış içinde geçiriyor olabiliriz; hepsi insana has şeylerde değil mi dostlar hepsi mükemmelliğini çoğu zaman bir hiçe harcayan şu rabbin bedenine has değil mi... bu düşüncelerle girdim perşembeyi cumaya bağlayan bu tatlı-sert geceye..

havaların sıcak olması, seçimden yeni çıkmış olmamız ve duygusal olarak alev alev, buram buram yanan yüreğimiz hiçbir zaman müzik dinlememize engel olmadı, ve olamayacakta!
bir oyun oynadım, belki bir kumar; kulaklarımı bu geceliğine beethoven'a emanet ettim sevgili dostlar.. hani çayın içine bir şeker atarsınızda içinde güzel güzel çözünürken sanki elinizdeki excaliburmuş gibi çay kaşığıyla yukarıdan sert muhtıralar verirsiniz ya... işte beethoven'ın da bu yanını keşfettim bu akşam; o barış notalarının içindeki gizli haykırışlar, kimbilebilir belki de limonatalar kimine göre ise papazlar, valeler...





















bir garip hikaye...


araştırmalarım pek uzun sürmedi aslına bakarsanız; beethoven'ın yaşadığı onurlu hayat bir avucumda, yaşadığı haksızlıklar diğer avucumda... ağır geldi hem de çok ağır geldi haksızlık avucum; öfkemle ellerimi terlettim temizlenir miydi bu kara lekeler tarihten yoksa avucum yanlış mekan mıydı, atlas gibin omuzlarıma mı almalıydım bu ağır gerçekleri... bilemedim, bilemedikçe gömüldüm gecenin katran karası karanlığına...

kiwi olurum da hakkını yedirmem!

peki neydi beethoven'ın suçu? şatolardaki ağzı salyalı masalara kemalpaşa tatlısı olmak yerine hümanizmi barışı onuru seçip amansız kavganın içine girmesi mi? wagner gibi 2 gotiğin 3 baldırın peşinde olmayıp etik çizgisinden taviz vermemesi, bestelerinde sürekli barışı hümanizmi kardeşliği savunması mı?
ne kadar kolay di mi böyle değerleri silip atmak, yokmuş gibi davranmak yapılan haksızlıkları görmezden gelmek... yedirmem, inanın yedirmem hakkını bu asil, onurlu nota silahşörünün! birileri nota defterine peşkeş çekecek, birileri şatolarına iftihar panosu asıp dilberlerden üzümler yiyecek, yoksulu garibanı aç bırakacak, üzülmek beethovenıma kalacak öyle mi? vallahi deliriyorum, şu yaz günü deli gibi çılgın gibi deliyorum...

çok terliyim be atam, çok terliyim...

1 comment:

Anonymous said...

beethoven adına ,
sevgi için
dostluk için
barıs için
kardeslik için
...