ar ve namus... iki ezeli dost. ama bugünlerde onları bir arada görmek ne mümkün. tango ve cash eridi, ferhat ile şirin eridi, hıncal ile haşmet eridi ama ar ve namus erimedi diye göğsümüzün kabarıkitsta olduğu günlere ne kadar da uzağız, ve bir o kadar özlemliyiz ha... bırakalım gözyaşı yüzümüzde kurusun hayat çiziklerimize tangıt olsun, yatağını bularak korkunç sıcağı yuvasına göstermesin, aman ham yapmasın onu deli rüzgar.
genel izleyici uzaklaş, namus'un cenazesi var!
ahlak bekçisi!
örf ve adaletleri pazubandım yaptım boynuma düdüğü astım kemerime 35 kalibrelik ünlemleri taktım, neden mi? ahlak bekçisi oldum dostlar! hani şu dalga geçenlerin inadına("bekçiyle mi yoksa ahlakla mı geçiyorlar acaba?" by leonard cohen, 2004, vatikan publish)!
bunun adı ahlaktır a erenler, 4-4-2 mi oynayalım 3-5-2 mi oynayalım tartışmasına mahal vermez, 0-0-0 oynayıp kaleyi 11'ler. baban olsa tanır, göbeği açık yarin olsa tanımaz. ağlayanlar alt paragrafa hiç geçmesin.
kimler şeytan, kimler düşman?
medya, basın... kirleten var mı aramızda kendimizi bunlarla? hoş di mi kirlenmek nasıl da sokuyorlar kafanıza böyle şeyleri, hah! medya-basın, bunları gördün mü kaç arkadaş... belki işin içinde çok sevdiğin biri vardır, hanım hanımcık kız dediğin biri vardır, oha yok artık o da mı dediğin birileri vardır, ne bileyim işte belki vardır: heather nova!
çok seviyordunuz di mi heather nova'yı, ben de! beşik kertmem gibi sevdim bu kızı, ne yalan söyliyim bu klibi ilk izlediğimde çok ta hoşuma gitmişti... ama biraz kamu sorumluluğu aldık ya, biraz attık ya kendimizi denize takadan aşağı. neler gördüm neler!
türkiye'ye milyar dolarlık reklam yapıyor diyelim tanıtıyor diyelim klibinde, eyvallah... halkla içiçe diyelim, işçi sınıfından diyelim, cumhuriyetçi diyelim, cumhuriyet mitinglerine katıldı diyelim, eyvallah...
ama yılları kahve ortamlarını arşınlayarak geçirmiş biri olarak söyliyeyim ki, mini etekli kadını kahveye sokmazlar, sokarlarsa da olacaklar bellidir(hop, buraya bir break). bunun adı kültüre çomak sokmaktır arkadaşlar! kim ne derse desin!
hem o kadının başına o klip çekiminde bişe gelse, halkımız misafirperverliği dozunda tutmasa, kim verecekti bunun hesabını? 00:38'deki yiğit mi? 02:00'daki yaşlı dedemiz mi? hayır... türkiye ödeyecek hesabı, hepimiz ödeyeceğiz!
inleyen dosyalar evimizi sardı!
inanır mısınız yaz kış demeden şikayet, dosya geliyor kargoyla dostlar. garaj kiraladık oraya gömüyoruz dosyaları. görüyoruz ki bu ahlak işi bitecek değil, anaların haykırışını telesekretere kaydediyoruz, her sabah dinliyorum kaşlarımı çatıp sokağa çıkıyorum... zor bu işler, kalbi olan girmesin, gençlere tavsiyemdir.
bu haftaya kızgın girdik, güzellikle bitirelim... ekipten arkadaşlar bir video hazırlamışlar, bi izleyelim ve sizlere veda edelim.
namuslu geceler, esen kalın...
Saturday, September 8, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment